Hayatın Anlamı?

Evdeyiz güya ama uzay boşluğunda gibiyiz. 
Salınıyoruz amaçsızca. 
Nereye varacağımızı bilmiyoruz. 
Havalar ısınıyor, güneş göz kırpıyor. 
Sokakta çocuk sesleri yok, evlerde gergin ve asık suratlar.
Günler birbirinin aynı, değişen tek şey sayılar ve artan korkular.


Sosyal psikoloji dersinde korku ve kaygı arasındaki farkı anlatmıştı hoca. Korku insanları bir arada durmaya iter kaygı ise yalnızlaştırır demişti. Şimdi her şey tepe taklak oldu. Korkuyoruz, her şeyden çok bir arada olmaya ihtiyaç duyuyoruz, ama yapayalnızız. Aile bireyleri bile aralarına mesafe koymak zorunda. Bakışlarımızın bile birbirine değmesinden korkar olduk.



Öğreniyoruz da aynı zamanda. Aldığımız nefesin nasıl da pamuk ipliğine bağlı olduğunu mesela. Ne küçük şeyleri kendimize dert ederken her şeyin aslında ne kadar da anlamsız olduğunu, unuttuğumuz değerleri hatırlıyoruz mesela, ama hayatımıza tekrar katma şansımız olacak mı bilmiyoruz.



Bir mağazada kasa sırası beklemek, trafikte sıkışıp kalmak, okula gidip ders dinlemek gibi eskiden sıkıcı bulduğumuz şeyleri bile yapamıyoruz. İnternetten aldığımız bir şeyler iki günde elimizde olmadığında süreçte yer alan herkese sayıp döktüğümüz günlerden kapımıza erzak getiren market görevlilerine dualar ettiğimiz günlere geldik. Bazen düşünüyorum, bu illet insanlığı dize getirmeye mi geldi acaba diye? Hani çocuklara dokunmuyor, ileri yaşta olanlar ve kronik hastalığı olanları alıp götürüyor ya, bir süre daha yaşama ihtimali olan insanlara bir mesaj olabilir mi acaba? Ayağınızı denk alın yoksa...



Neyse yaaa hepten de karamsar olmaya gerek yok. Hepimiz bir gün öleceğiz nasıl olsa, ha bugün ha yarın. O yüzden en iyisi nefes almaya devam ettiğimiz sürece anlamlı yaşamaya çalışmak. Anlam da ne demekse?



Sahi yaa hayatın bir anlamı var mı gerçekten? Sizin için hayatın anlamı ne mesela? Bu dünyaya geliş amacınızı biliyor musunuz? Ne için nefes alıp vermeye devam ediyoruz?



Ben bilmiyorum, cidden. Evet yapmaktan keyif aldığım birkaç şey var, ailem var, sevdiklerim var. Çabaladığım şeyler var, ama bunlar hayatın anlamı mı gerçekten? Yoksa anlam dediğimiz şey insanlığı oyalamak için icad edilmiş koca bir yalan mı? Siz ne düşünüyorsunuz?



Sokrates demiş ya "Sorgulanmamış hayat, yaşanmaya değmez." diye, sorguluyoruz şu sıralar değil mi? 



Sorgulamanıza yardımcı olmak için karantina günlerinizde keyif alarak  zorlanmadan okuyabileceğiniz bir kitap tavsiye etmek istiyorum size. Varoluşçulukla harmanlanmış, insan psikolojisi üzerine varoluşçu psikoterapist Ferhat Jak İçöz'ün kaleme aldığı "Kendin Olmanın Dayanılmaz Hafifliği". Fiziksek, sosyal, bireysel ve tinsel varlığımız üzerine her biri 4-5 sayfadan oluşan 40 mesele.



Yorumlar

  1. Sokrates doğru demiş :) hayatı farkında yaşamayı çok önemsiyorum.
    Bu günlerin geleceğini bekliyordum ama bu kadar yakın değil... o kadar bencil ve hoyrat kullanıyorduk ki doğayı.... bir gün doğa bize kendini hatırlatacaktı...
    Selamlar .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Satır Arası, çok haklısın bu aslında beklenen bir şeydi ama insan ne kadar beklerse beklesin inanamıyor.

      Sil
  2. Ben de bilmiyorum hayatın anlamını Burcu'm.
    Sorgulamaksa çok sorguluyorum. Hatta bir yaratıcı varsa bu kadar berbat, cehennem gibi bir gezegeni yaratmak zorunda mıydı diye düşündüğüm çok oluyor. Sonra da bir yaratcı varsa da galiba görevi sadece yaratmak ve yarattığının farkında bile değil diyorum yani otomatik makine gibi coca cola makinesi de cola verir ama duyguları yoktur. Duyguları olsaydı yaratmazdı diyorum. Ya da her şey matrix gibi sanal mı diye düşündüğüm bile oldu. Ay umarım sanaldır. Gerçekten acı çekmiyoruzdur. Bilemiyorum ki, kafam almıyor.
    Kitabı okumak isterim, çok teşekkürler. :)
    Öptüm:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Müjde Abla,
      O konulara girince ben de işin içinden çıkamıyorum. Bazen dünyaya öylece fırlatılıvermişiz gibi geliyor :)

      Sil
  3. Biraz sorgulayıp biraz yaşamalı bence:)

    YanıtlaSil
  4. Sorgulamanın sonu gelmez :)
    Karantina günlerinde ben de bol bol okuyup yazıyorum.
    sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mert,
      Sorgulamanın sonu gelmeyeceği konusunda hemfikiriz :)

      Sil
  5. Hayatın hiçbir anlamını bulamadığıma ve bulamayacağıma karar verdim sanırım en sonunda. Geldik bir şekilde. Tadını çıkartalım bari elimizden geldiğince. En sonunda bir varmış bir yokmuş olucaz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Handan,
      Çok haklısın ama insan yine de didiklemeden duramıyor işte 🤷🏻‍♀️

      Sil
  6. Tavsiye ettiğin kitabı beğendim ve yazını da düşüne düşüne okudum Burcu cuğum Şu aralar hayatın anlamını sorgulayacak zor günlerinden geçiyoruz gerçekten Çıkarmamız gereken büyük dersler var. Bir önceki yazımda (koronadan önce) hayatın anlamı ile ilgili ben de benzer bir içerik paylaşmıştım. Herşeyin en kısa zamanda daha güzel olması dileğiyle😊🌷🤚

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıldız,
      Umarım en kısa zamanda güzel günlere kavuşuruz.

      Sil
  7. Hayatımın anlamını ben de sık sık sorguluyorum ve belli bir anlamı yoksa yaşamak çok saçma geliyor. Sanki bu dünyaya gelmemizin nihai bir amacı olmalı gibi ya da olmasını istiyorum. Kitabı not aldım, sağlıkla kal :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kâğıt Salıncak,
      Bana da bir anlamı ve amacı olmalı gibi geliyor. Olmazsa yaşamak daha zor olur gibi.

      Sil
  8. Maalesef biz işe gidip geliyoruz. Evde çocuk var. Kim görse çocuğu koruyoruz. Allah sonumuzu hayretsin. Uykudayız da sanki uyanacağız ve hepsi rüya olacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beyda'nın Kitaplığı,
      İşe gitmek zorunda olanlar için bu süreç kat kat daha zor biliyorum. Umarım sağlıkla atlatırız 🙏

      Sil
  9. hımm kitap iyimiş okurum, sevdiğim kitap türlerinden :) hayatın anlamı yok, sadece yaşıyoruz, anlam yok da biz tutunmak için anlam yaratmaya filan çalışıyoz işteee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deeptone,
      Tutunabilmek için mi anlam yaratmaya çalışıyoruz yani?

      Sil
    2. bencesi hıhım öyle :) bi de, son yazımdasıııın :)

      Sil
  10. Hayatın bir anlamı yok yaşıyoruz işte. Bugünlerin geleceğini bir kaç senedir düşünüyordum ama bilinçaltıma yer etmemiş herhalde ki olunca çok şaşırdım:)) umarım az zayiatla atlatırız. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  11. hayatın anlamını daha derinden sorguladığım zamanlar 30 lu yaşlarımın henüz eşiğinde olduğu dönemlerdi. Çevremdeki yaş almış kişilerden bir kaç fikir almak istemiştim kendimce, inandıkları farklı şeyler olan ya da farklı yaşam şekilleri benimsemiş kişilere yaşadığınız hayat size ne öğretti, neden yaşıyorsunuz, yaşadığınız bunca yıldan ne anladınız diye sormuştum. Ortak cevap, bunca yıl yaşadık hiçbir şey anlamadık oldu. Kimi inancına, kimi felsefeye, kimi kendince çıkarsamalarla açıklamaya çalıştı ancak o dönem benim anladığım, geldik gidiyoruz, kendimize göre iyi şeyler yapmaya çalışıyoruz, insanlara faydamız olsun istiyoruz falan ama sonuçta sadece bir kum tanesi olduğumuz bu muazzam çölde aslında hiçbir önem taşımıyoruz. Güneşle kavrulup, rüzgarla savruluyoruz, kum tanesinin direnebildiği kadar direnebiliyoruz. Yine de nefes aldığımız sürece yaşıyoruz, ya da mış gibi yapıyoruz...sağlıkla kal...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitap Eylemi,
      "Bunca yıl yaşadık hiçbir şey anlamadık." cevabı çoğumuzun ortak cevabı aslında. Anlam aramaktan ziyade farkında olarak yaşamamız gerekiyordur belki de sadece.

      Sil
  12. Takibe aldım sizi saygılar.

    YanıtlaSil
  13. Nasıl güzel ve anlamlı bir yazı olmuş. Keyif alarak ve düşünerek okudum . elinize kaleminize sağlık :) sizi de Deep'den gördüm takipteyim. Keyifli sağlıklı günler dilerim. Sizleri de beklerim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şükela Bir Blog, hoşgeldin. Teşekkür ederim :)

      Sil
  14. Yazınızı zevkle okudum. Benzer şeyleri düşünüyorum fırsat buldukça. Çünkü düşünmeyi ve sorgulamayı seviyorum. Hayatın anlamı üzerinde kafa yoruyorum, bir sonuç elde edemeyeceğimi bildiğim halde. Aynı konuyu yaşamları boyunca dert etmiş nice filozoflar gelmiş geçmiş. Onların bulamadığını ben mi bulacağım? Ama yine de düşünmeden edemiyorum. Bu konuda bir sürü felsefe türemiş. Her birinin gerçekten akla yakın açıklamaları var. Sokrat'ın "Sorgulanmamış hayat, yaşanmaya değmez." sözüne yürekten katılıyorum. Belki de yaşamaya değer bulduğum tek konu bu. Gerisinin hiçbir anlamı yok. Teşekkürü hak eden bir yazı olmuş:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kaystros Tyrha, düşünmeden yaşayamayız. Düşünmek varoluş nedenimiz. Ne demiş Descartes: " Düşünüyorum öyleyse varım."
      Yorumunuz için teşekkür ederim.

      Sil
  15. bu süreçte herkes kendini ve sevdiklerini düşünerek hareket etse aslında cennette olduğumuzu da düşünebiliriz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dilek Eren, dün akşam ki sokağa çıkma yasağı öncesi yaşananları düşününce insanların kendilerini ve sevdiklerini ne kadar düşündüklerini hep beraber görmüş olduk. Halimiz içler acısı.

      Sil
  16. Merhabaa takibe aldım fikirlerine de oldukça katılıyorum belki bloguma göz atmak istersin :)

    YanıtlaSil
  17. evde hayatın bir anlamı olmadığını karantinada anlamış bulunuyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mustafa İşlek, eğer bir anlamı varsa nerede olduğu pek de önemli değildir belki.

      Sil
  18. Bir illet bütün insanlığı dize getirebilir. Bir illet bütün insanlığı sağdan sola, soldan sağa hizaya getirebilir. İnsanlığı bütünleştirecek olan insanlık idealidir. Egoyu geriye çekmek, toplumsal şuuru yaşatmaktır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Profösör, toplumsal şuurumuzun olmadığına çok eminim :) hele de bu günlerde.

      Sil
  19. İlkay Özgür, sana katılıyorum, sorgulamak cidden meziyet ve cesaret gerektiyor. Yolu çetrefilli. Belki de bu yüzden çoğu zaman vaz geçiyoruz.
    Yorumun için çok teşekkür ederim :)
    Hepimiz için sağlıklı günler çok yakındır umarım.

    YanıtlaSil
  20. Merhabaa:) Virüs bunu bilerek yapmıyor tabii ama sonuç bu oldu: sorgulamak. En azından öyle olduğunu umuyorum. Bence sorgulamalıyız. Hayatın anlamını bilmiyorum ama bunları neden yaşadığımızı biliyorum. Yine bizim halt yememiz bence. Doğaya ettiklerimiz. Kendimiz ettik, kendimiz bulduk.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kendimden

Nietzsche Ağladığında